Muhteşem Olmayan 10 Yönetmenden 10 Muhteşem Film

0/5 Votes: 0
Report

Description

Genellikle yetenekli ve ünlü yönetmenlerin en iyi filmleri ve bazen de en kötü filmleri üzerine konuşulur. Ama pek de adı sanı duyulmamış veya artık duyulmayan yönetmenlerin çok seyirci çeken filmleri hakkında fazla yorum yapılmaz. Bu listede pek de başarılı olmayan 10 yönetmenin çok başarılı olmuş 10 filmini tanıtacağız. Bu yönetmenlerin bir diğer ortak özelliği de sinema kariyerleri boyunca listemizde yer alan yer alan filmlerin üzerine çıkacak diğer bir çalışmayı henüz yapmamış olmalarıdır.

Muhteşem Olmayan 10 Yönetmenden 10 Muhteşem Film

 

10. Hideo Nakata – Ring ( Halka) – 2002 – IMDB 7,1

halka
Nakata, Halka’dan önce bir korku filmi yapmıştı. Joyurei isimli film Batıda pek izlenmedi, memleketi Japonyada da ortalama bir başarı kazandı. Halka ise dünya çapında bir başarı kazandı ve devam filmleri, benzer filmleri, yan filmleri, yeniden çevrimleri geldi. Hatta film türleri arasına yeni bir alt-tür ekledi: J-Korku ( Japon Korku Filmi). Halka’dan sonra, her bir Asya korku filmi ve bazı Asya’da çekilmeyen korku filmleri uzun siyah saçları yüzüne düşmüş bir kızı ön plana çıkarır gibiydi. Onları suçlamak mümkün değil. Halka’daki kızın televizyonun içinden bir örümcek gibi sürünerek çıkması korku filmi severleri hala uykusuz bırakıyor. Halka, hakikaten dehşet verici ve rahatsız edici bir filmdi. Dark Water (Karanlık Sular) iyi iş yaptı ama bunun sebebi belki de filmin pazarlanma yöntemiydi. Karanlık Sular, Halka’nın yönetmeninin bir sonraki filmi olarak lanse edildi. Nakata Halka’daki başarısını tekrar hiç yakalayamadı.

9. Jan De Bont – Speed (Hız Tuzağı) – 1994 – IMDB 7,2

hiz-tuzag
Yine harika bir ilk film. Hollywood aksiyon sinemasında bir mihenk taşı. De Bont memleketi Hollanda’da çok yetenekli ve başarılı bir görüntü yönetmeni olarak çalışıyordu. Hollywood’da tanınan diğer bir Hollandalı olan Paul Verhoeven ile de ortak çalışmaları vardı. Zor Ölüm, Kızıl Ekim ve Temel İçgüdü gibi. 1994 yılında yönetmenlik yapmaya karar verdi ve Hız Tuzağını çekti. Hem gişede hem de eleştiriler bakımından büyük bir başarı elde etti. Bunun nedenlerinden biri de senaryo için Joss Whedon ile anlaşmış olması ve diyalogların Whedon (The Avengers- Yenilmezler’in yazar ve yönetmeni) tarafından yazılması idi. Ne yazık ki sonra çektiği Twister ve Speed 2 ye rağmen ilk filmdeki başarıyı yakalayamadı. İkinci Tomb Raider’i 2003 te çekti, bu da ilkinden bile kötüydü. Zaten o da son yönetmenlik çalışması oldu.

8. Russel Mulcahy – Highlander (İskoçyalı) – 1986 – IMDB 7,2

iskocyali
Russel Mulcahy ismini duyan var mı? İlk filmi Razorback’ti. The Real McCoy ise Kim Basinger, Val Kilmer gibi isimlerin yer aldığı ama pek de izlenmeyen bir fimdi. The Shadow (Gölge) Alec Baldwin’in yer aldığı seyretmesi çok zor bir çizgi dizi adaptasyonuydu. Daha yakın geçmişte Resident Evil: Extinction’ı çekti. Ama İskoçyalı dendiğinde akan sular durur. Bir grup ölümsüzün yüz yıllar boyunca birbirlerinin kafalarını uçurmasının hikayesi ilk olarak videoda yayınlandığında çok popüler olmuştu. Christopher Lambert ve Sean Connery ‘nin yanısıra filmin diğer bir güzelliği de Queen tarafından yapılan müziklerdi. Sinematografi ve kamera kullanımı da çok beğenildi.

7. Joel Schumacher – Falling Dawn (Sonun Başlangıcı) – 1993 – IMDB 7,6

sonun-baslangici
Joel Schumacher , Batman dizileri içinde pek de beğenilmeyen Batman ve Robin’i yönetmişti. Geçmişte çektiği St.Elmo Ateşi, Kayıp Çocuklar ve Çizgi Ötesi gibi filmler de var. Ama bunlar 15 yaşındakilerin ilgisini daha çok çekecek filmlerdi. Yönetmenin filmografisinde dikkati çeken film ise 1993 yılındaki Falling Down. Michael Douglas’ın işten çıkarılan ve çok çok kötü bir gün geçiren adam performansı dikkat çekiciydi. Yok olan orta sınıf ve modern kapitalist toplumun üzerine yorum getiren film, ciddi ve dramatik olmasının yanı sıra oldukça da eğlenceli bir yapımdı. Douglas’ın boğazına kadar gelmiş ve artık patlayan adam rolü kadar, Robert Duvall’ın emeklilik aşamasındaki polis performansı da etkileyiciydi. Schumacher’in diğer filmlerinden farklı olarak bu filmi tekrar tekrar seyredip yine de sıkılmamak mümkün.

6. Boaz Yakin – Fresh – 1994 – IMDB 7,7

fresh
Bu ismi ya da filmi bilmiyor olabilirsiniz ancak bilinmesi gerekir ki muhteşem bir yönetmenlik gösterisidir. Bir kenar mahalle çocuğunun, semtteki uyuşturucu satıcılarının kuryeliğini yaparak hayatta kalmaya ve ailesine yardım etmeye çalışmasını konu alır. O zamanlar 14 yaşında olan Sean Nelson ve tecrübeli aktör Samuel L.Jackson rol almaktadır. Filmin prodüktörü Lawrence Bender Reservuar Köpeklerinin de prodüktörüydü. Film zamanında büyük bir başarı kazanmadı ama eleştirmenlerce çok beğenildi ve Sean Nelson bazı ödüller aldı . Bu çıkıştan sonra Boaz Yakin’in iyi bir filmine rastlanmadı. Remember the Titans ticari başarı kazandı ama eleştirmenlerce pek beğenilmedi. Son zamanlarda ismi daha çok yazar olarak duyuluyor.

5. Ivan Reitman – Ghostbusters (Hayalet Avcıları) – 1984 – IMDB 7,8

hayalet-avcilari
Geriye dönüp baktığımızda, Ivan Reitman gibi bir yönetmenin ellerinden Hayalet Avcıları gibi komik ve yaratıcı bir film çıkması neredeyse bir mucize gibi görünüyor. Daha önce Bill Murray’in rol aldığı Stripes’ı çekmiş olabilir ama o filmi de çok öne çıkamamıştı. Reitman’ın filmografisinde yönetmen olarak görev aldığı bir biri ardına çekilen ve pek de komik olmayan komediler yer alıyor. Yönettiği Legal Eagles başrol oyuncusu Robert Redford’un kariyeri açısından hiç de iyi bir karar olmamıştı. Reitman, Arnold Schwarzenegger ile birlikte komedi filmleri çekme fikrini ortaya atan ve Arnold ile Danny DeVito’yu ikiz yapan adamdı. Hatta Robin Williams ve Billy Crystal mesleklerinin zirvesinde iken Father’s Day (Babalar Günü) gibi sıkıcı bulunan bir filmde yer almalarına sebep olmuştu. Six Days Seven Nights ( Altı Gün Yedi Gece) ile de Harrison Ford’un tabutuna son çiviyi çaktığı söylenmektedir. Tabii bu arada Hayalet Avcıları 2 yi de unutmamak lazım. Aslında belki de unutmak lazım çünkü ilk filmin yanına bile yaklaşamamıştı. Orijinal Hayalet Avcıları 80 li yılların klasik komedisi olmayı ve geçen o kadar yıla rağmen hala popüler kültürün bir parçası olarak kalmayı başardı ve Reitman’ın yönetmen olarak bu başarısı Hollywood çevrelerinde gizemini koruyor.

4. John Singleton – Boyz N the Hood (Artık Çocuk Değiller) – 1991 – IMDB 7,8

artik-cocuk-degiller
Singleton bu filmle çıkış yaptı ama sonra tökezledi ve bir daha da ayağa kalkamadı. Artık Çocuk Değiller yeni siyahi sinema akımının bir parçası olarak çete şiddeti ile ilgili ilgili filmler arasında özel bir yere sahipti. Olumlu eleştiriler ve ödüller aldı.Ice Cube’ün de üne kavuşması bu filmle oldu.Başrolde Cuba Gooding Jr vardı. Singleton daha sonra siyahilerle ilgili bazı filmler çekti, akabinde Hızlı ve Öfkeli gibi aksiyon filmleri yönetti. Ama hiç biri Los Angeles çete kültürü ve sonuçları ile ilgili ilk filmi kadar başarılı olamadı.

3. Tony Scott – True Romance (Çılgın Romantik) – 1993 – IMDB 8,0

cilgin-romantik
Zamanında ticari başarı kazanmış Top Gun, Kızıl Ekim gibi filmleri olan Scott için keşke Çılgın Romantik gibi başka filmler de yapsaydı diyoruz. Bu film Tony Scott filmograsi içinde çok ayrı bir yere sahip. Bunun belki de en önemli sebebi senaryonun Quentin Tarantino’ya ait olması. Zaten bir yıl sonra da Tarantino Pulp Fiction’u çekecektir. Çılgın Romantik’teki diyaloglar yüzde yüz Tarantino klasiğidir, zevkli ve alıntı yapmak için çok uygundur. Tabii olağanüstü oyuncular da filmi güzelleştirmekte. Christian Slater ve Patricia Arquette başroldeki sevgililer, Gary Oldman da Rastafaryan kadın satıcısı , Dennis Hopper kızın babası, Christopher Walken kötü mafya babası, Brad Pitt kafası iyi ev arkadaşı adeta bir ünlüler geçidi sunmaktadır. Ama en öne çıkan şey, Tony Scott’ın senaryoya romantik bir peri masalı gibi bir hava katmasıdır. Tarantino yönetseydi bu film böyle olur muydu bilinmez ama sonuç, kendine özgü bir tür, aksiyonla süslü şiddet içeren romantik komedi olarak ortaya çıkmıştır.

2. M.Night Shyamalan – The Sixth Sense (Altıncı His) – 1999 – IMDB 8,1

altinci-his
İlk filmi Altıncı His olan yönetmenin adını o güne kadar kimse duymamıştı. Büyük bir gişe başarısı elde etti, eleştirmenler filme bayıldı, bir çok ödüle aday oldu. Herkes filmi sevmişti. Hatta yeni bir Hitchcock doğuyor şeklinde yorumlar yapıldı. Sonra çektiği Unbreakable (Ölümsüz), Signs (İşaretler) ve The Village (Köy) farklı görüşlere sebep oldu. Köy gösterime çıktığında artık herkes Shyamalan’ın Hitchcock olmadığı kararına varmıştı. Ama işler daha da kötüye gitti ve The Lady in the Water (Sudaki Kız) vizyona girdi. Bu film hakkında eleştiri bile yapılmıyordu çünkü kimse bu filmi konuşmuyordu bile. The Visit (Ziyaret) de ilk filmin başarısını yakalayamadı.

1. Bryan Singer – The Usual Suspects (Olağan Şüpheliler) – 1995 – IMDB 8,6

olagan-supheliler
Şimdiye kadar yapılmış en muhteşem filmlerden biri , Olağan Şüpheliler, Bryan Singer tarafından yönetildi. Ama daha sonra Singer’in kariyeri süper kahraman filmlerinde öteye ilerlemedi. Eğer Olağan Şüphelileri hiç yapmamış olsaydı o kadar da dikkat çekmezdi. Çünkü X-Men gibi Süper Kahraman filmleri kendi türünde başarılı bulunmakta ve Valkyrie de Tom Cruise’in yer aldığı en kötü film sayılmaz. Geriye bir tek Apt Pupil (Ölümcül Sır) kalıyor. Bu filmi Olağan Şüphelilerden sonra çekti ve izleyen filmlerine göre daha iyi olmakla birlikte kendi başına çok da iyi bulunmamıştı. Ama Singer en azından Olağan Şüphelileri çekti. Olağanüstü senaryosunu ve harika oyunculukları kim unutabilir? Bu film Kevin Spacey ve Benicio Del Toro’ya bir çok kişinin hayranlık duymasına sebep olmuştu. Gabriel Byrne, Kevin Pollak ve Chazz Palminteri’nin performansları dikkat çekiciydi. Çok iyi çekilmiş, iyi düzeltilmiş, iyi yazılmış, iyi oynanmış bir filmdi. Singer için Olağan Şüphelilerden sonra herkes büyük bir yeteneğin geldiğini düşünmüştü. Ama yönetmen, kariyerinin bu ilk günlerindeki başarıya henüz ulaşamadı. Olağan Şüpheliler ise kendi türünde favoriler arasında en üstlerdeki yerini korumakta.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *