Bu yazıda sanatsal açıdan doyurucu bulduğum filmleri sıraladım, kısaca filmlerin konusunu aktardım ve kişisel favorilerimin yanına küçük notlar düştüm. Ayrıca çekildikleri yıllar ve yönetmenlerini de ekledim. Tarkovsky, Bergman, Bunuel, Tarr gibi yönetmenleri içeren bir liste. Sinematografik ve Senaryo Açısından Başarılı Sanat Filmleri (Sanat Filmleri) listemize YORUM yaparak görüşlerinizi bizler ile paylaşabilirsiniz.Listede 20 Film ve 1 tane de oyuncu bonusu bulunmaktadır. Listedeki filmlerden bir kaçı örnek olması açısından listeye alınmıştır ve sıralama yapılırken IMDb göz önüne alınmamıştır.Umarım beğenirsiniz, iyi seyirler…
Sanat Filmleri – ( Tanımdan çok haz etmesek de…)
20. Judgment at Nuremberg – 1961 – IMDb:8,3 – Stanley Kramer:
4 Nazi hakiminin 1948’de Amerikan mahkemesi tarafından yargılanması üzerine kurulmuş bir film. Özellikle hukuk alanına ilgi duyan ya da bu alanda çalışanlar için mükemmel.
19. Det Sjunde Inseglet – 1957 – IMDb:8,2 – Ingmar Bergman:
Haçlı Seferleri’nden dönen bir şövalye, eve dönüşünde canını almaya gelen ölümle karşılaşır. Ölümle canı için pazarlık etmeye başlayan şövalye, onunla yolculuğu sırasında çeşitli oyunlar oynar. Bergman’ın en başarılı filmlerinden biri sayılan bu filmde ölüm, din, yokluk gibi kavramlar ele alınır.
18. Vi Ar Bast! – 2013 – IMDb:7,2 – Lukas Moodysson:
Listedeki diğer filmlere kıyasla daha basit kaçan bu filmimizde de 80’lerin Stockholm’unda punk grubu kurmaya karar veren iki küçük kızın hikayesini izliyoruz.
17. Gadajace Glowy – 1980 – IMDb:8,1 – Krzysztof Kieslowski:
80’lerde Kieslowski normal, ortalama insanlarla röportaj yapar. Herkese aynı basit soruları sorar; kimsin ve hayattan ne istiyorsun? On altı dakikalık bu kısa film hayata bakış açınızı değiştirebilecek niteliktedir.
16. Los Olvidados – 1950 – IMDb:8,3 – Luis Bunuel:
Meksika’nın vahşi ve suç dolu topraklarında yaşayan bir grup gencin hayatından bir kesit sunan film yerini kült filmlerde almıştır.
15. A Torinoi Lo – 2011 – IMDb: 7,8 – Bela Tarr:
Listeye ekleyip eklememek konusunda kararsız kaldığım bu film hakkında pek açıklama yapmayacağım. Film benim en başarılı bulduğum ilk beş film arasında fakat bu tarz filmlere alışkın değilseniz filmden nefret edebilirsiniz. Yorumu size bırakıyorum.
14. Un Homme Qui Dort – 1974 – IMDb:8,2 – Bernard Queysanne:
Aynı isimli kitabından uyarlanmış filmde sosyoloji öğrenisi Jacques’ın dünyayla iletişimini kesmeye karar verdikten sonra yaşadıklarını görüyoruz. Filmin ilginç yanlarından biri karakterimizin hiç konuşmaması. Olan her şeyi üçüncü bir kişi olan seslendiricimizin ağzından duyuyoruz ve sadece Jacques’ı gözlemleyerek ve dinleyicimizi duyarak filmi izliyoruz.
13. Das Weisse Band – 2009 – IMDb:7,8 – Michael Haneke:
Birinci Dünya Savaşı patlak vermeden önce Almanya’da küçük bir kasabada birtakım cezalandırmaya benzeyen olaylar gelişmeye başlar. Kasabanın ezilmiş çocukları ise bu olayların kalbindedir. Filmi izlemeden önce Haneke hakkında araştırma yapmanızı öneririm. Eğer yaptığı film tarzını bilmiyorsanız filmden zevk alamayabilirsiniz.
12. In The Mood For Love – 2000 – IMDb:8,1 – Wong Kar-Wai:
Aynı apartmanda yaşayan bir adam ve kadının eşlerinin birbirleriyle ilişkisi olduğunu öğrenmeleriyle başlayan melankolik aşk hikayesi. Aşk üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri.
11. Oslo 31. August – 2011 – IMDb:7,7 – Joachim Trier:
İyileşme sürecinde olan uyuşturucu bağımlısı Anders’ın birkaç gününü anlatan film, hayatın gerçeklerini önünüze serecek.
10. The Tree Of Life – 2011 – IMDb:6,7 – Terrence Malick:
Sizi filmlere aşık edebilecek güzellikte bir film. Benim filmlere olan ilgim bu film sonrası başlamıştı. Açıklama yazmıyorum, sadece şiddetle tavsiye ediyorum.
9. Der Siebente Kontinent – 1989 – IMDb:7,8 – Michael Haneke:
Orta sınıf bir ailenin yaşamından bir kesit sunan bu film yaşayış biçimimize sert bir eleştiri yapıyor. Kesinlikle izlenmeli.
8. Masumiyet – 1997 – IMDb:8,4 – Zeki Demirkubuz:
Artık yabancı sitelerde bile karşımıza çıkan bu kült filmi anlatmaya gerek bile duymuyorum. İzlemediyseniz kesinlikle izlemelisiniz.
7. Les Quatre Cents Coups – 1959 – IMDb:8,2 – François Truffaut:
Film izlemeye başladığım sıralarda ilk izlediğim filmlerden biriydi. Yanılmıyorsam çok sevdiğim Jean-Pierre Leaud’un da ilk yer aldığı film. Kısaca yanlış anlaşılmış bir gencimizi anlatan film gerek sinematografisi gerek içeriği olarak izlenmesi gereken film listelerinde yer alıyor.
6. Pickpocket – 1959 – IMDb: 7,9 – Robert Bresson:
Genelde Bresson filmlerini tavsiye etmiyorum çünkü tavsiye ettiğim kimse filmlerini beğenmiyor. Halbuki Bresson bu filmiyle en sevdiğim ilk 5 yönetmen arasında uzun süre birincilikte durmuştu. Şimdi ise Cocteau ve Pasolini ile yarışıyor diyebiliriz. Bu filmimizde de pickpocket yani yan kesicimiz Michel’i gözlemliyoruz. Not: Bresson’ın filminde yer alan oyuncular genelde mimik yapmazlar, bu yönetmenin bir seçimidir. Oyuncuların model gibi kalmalarını ister.
5. Teorema – 1968 – IMDb:7,3 – Pier Paolo Pasolini:
Klasik burjuva ailemizin dengesi yakışıklı bir adamın bir anda belirmesi ve evdeki herkesle ilişkiye girdikten sonra yok olmasıyla alt üst olur.
4. Zerkalo – 1975 – IMDb:8,2 – Andrei Tarkovsky:
Ölmekte olan bir adam geçmişini hatırlar; çocukluğu, annesi, savaş ve Rusların yakın tarihine ilişkin anılar.
3. K – 1962 – IMDb:8,1 – Andrei Tarkovsky:
Belki de izlediğim ilk Tarkovsky filmi olduğu için bende farklı bir yeri olan bu filmde de bir çocuğun gözlerinden savaş anlatılıyor.
2. Salo O Le 120 Giornate Di Sodoma – 1975 – IMDb:6,0 Pier Paolo Pasolini:
Dört faşist, dokuz kız ve erkeği yüz yirmi günlüğüne fiziksel, duygusal ve cinsel işkenceye tabi tutarlar. Uyarmadı demeyin, film her mideye hitap etmiyor. 120 days of sodom isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film sapkınlık ve işkence sahneleri sebebiyle yasaklanmış bir filmdir.Listeye alınma sebebi farklı bir film olmasıdır.
1. Goodfellas – 1990 – IMDb:8,7 – Martin Scorsese:
En sevdiğim gangster filmi olan Goodfellas, canım öylesine bir film izlemek istiyor ama saçma sapan da bir film olmasın diyorsanız tam size göre. Çerezlik olmasına rağmen güzel olabilen nadir filmlerden.
Oyuncu Bonusu: Buster Keaton
Genel olarak bütün filmleri diyebilirim. Bulabildiğim hepsini izledim ve benzerleri Charlie Chaplin ve Harold Lloyd’dan çok daha başarılı buluyorum filmlerini. Üzgün zamanlara merhem gibi gelecek.
Listeye eklemediğim ya da bahsetmediğim birçok güzel film daha var, ancak bu kadarını paylaşabildim. Bir dahaki listede görüşmek üzere.